Cork sahilinde, Syracuse, bir balıkçıdır. Erken gelişmiş kızı Annie'nin böbrekleri iflas ediyordur. Bir gün ağında boğulmak üzere olan bir genç kadın bulur; Kendisine ''Ondine'' diyor ve kimsenin onu görmesini istemiyordur. Onu annesine ait olan izole bir kulübeye yerleştirir. Annie, Ondine'nin varlığını keşfeder ve onun bir selkie olduğuna inanır. Syracuse tekrar umut etmekten korkuyordur.
NOT: Yazımda SPOİLER YOKTUR!!! Gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz!
Ondine'nin kendine has bir stili var. Seyirci birinin nerede bitip diğerinin nerede başladığını gerçekten bilemeyene kadar fantezi ve gerçeklik arasındaki çizgiyi başarıyla bulanıklaştırıyor. Ancak, özünde Ondine gerçekten ilişkiler ve umutsuz durumlarda umut bulmakla ilgilidir. Tüm karakterleri gerçekten önemsiyorsunuz ve bu, tüm liderlerden gelen mükemmel performanslarla elde ediliyor. Özellikle harika bir çocuk oyuncu olan ve Syracuse'un hasta kızı Annie'den kesinlikle ilham alan Alison Barry. Annie, Ondine'nin bir Selke olduğuna ikna olmuştur ve kendi hayatından çok daha kolay bir fantezide yaşamaktan zevk alır. Colin Farrell ve Alicja Bachleda arasındaki kimya bir başka yüksek nokta. Ondine olsa kusurları olmadan değildir. Bazı noktalarda drama zorlama gibi görünebilir ve sonlara doğru beni kaybetmeye başladı. Sonu da biraz çılgınca ama filmde işe yarayan her şey düşünüldüğünde bunu affetmek oldukça kolay.
Sonuç olarak; Ondine son derece içten bir hikaye ve yalnızca özgünlüğü için bile övgüyü hak ediyor. Kesinlikle en az bir kez izlenmeye değer olduğuna inanıyorum ve umarım hak ettiği ilgiyi izleyenlerden görür.
Yorumlar
Yorum Gönder