Hayat Işığım | The Light Between Oceans 2016 (Günün Tavsiye Filmi) (Film Eleştirisi)



Savaş yorgunu Tom (Michael Fassbender), yalnızlık için bir adada deniz feneri bekçisi olarak işe başlar. Güzel genç Isabel (Alicia Vikander) ile tanışır ve sonunda evlenirler. Bir gün okyanusta yüzen küçük bir bot görürler; içinde bir bebek ve bir erkek vardır. Onları kurtarmak için acele ederler ve adamın öldüğünü keşfederler. Bunu bildirme kararı ve bebeği tutup tutmayacakları konusunda kararsızlık yaşarlar. Kalbi önceki iki düşük yüzünden kırılan Isabel, Tom'u adamdan kimseye bahsetmemeye ve kızı kendi çocuğu gibi kabul etmeye ikna eder. Sırf onu mutlu etmek için onun ikna olmasına yenik düşen Tom, adamı adaya gömer ve kıza Lucy adını verirler. Yıllar sonra kızın hala onu arayan bir annesi olduğunu keşfederler.

NOT:  Yazımda SPOİLER YOKTUR!!! Gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz!  

Bu film, uzak bir deniz fenerinde yaşayan evli bir çiftin, denizde sağlıklı bir bebek ve içinde ölü bir adamla sürüklenen bir tekne bulan hikayesini anlatıyor. Bebeği kendi çocukları gibi yetiştirirler, ancak kısa süre sonra ahlaki zorluklar ortaya çıkar ve kendilerini önemli bir yol ayrımında bulurlar. Filmin oldukça etkileyici bir konusu olduğundan dolayı çok etkilendim. Filmin Atmosferi ve Manzaraları o kadar güzel ki, oraları ziyaret etmek ve dinginliğini hissetmek istememi sağladı.
 Çiftin acısı ve böyle bir karar verme sebepleri filmde çok iyi tasvir edilmiş ve yaptıkları yanlışların sonuçlarıyla yaşadıkları için onlara acıyorum. Hikaye gerçekten çok güzel çünkü bu bir aşk hikayesi ve paradoksal olarak bazen yapılacak doğru şeyin yapılacak doğru şey olmayabileceğini anlatıyor. Bu durumda neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirlemek o kadar zor ki, filmi büyüleyici tutan bir çatışma yaratıyor. Hem Michael Fassbender hem de Alicia Vikander'ın performanslarından derinden etkilendim. Film bittikten sonra beni düşündürdü hala filmden etkileniyorum ve onun hakkında kafa yoruyorum.

Dipnotlarından bir tanesi ise Film, kuzeybatı Tazmanya'da sakin bir sahil kasabası olan Stanley'de çekildi. Yerel sözcüler filmin bölgedeki turist sayısını artıracağını umdular. Ayrıca Filmin bazı önemli sahneleri Dunedin'in hemen dışındaki Port Chalmers'da çekildi. Filmin büyük bir kısmı Yeni Zelanda'nın Marlborough kentindeki Cape Campbell'deki bir Deniz Feneri'nde geçiyor. Oyuncular ve ekip orada beş buçuk hafta yaşadı.

Sonuç olarak; İzlerken sizi etkileyecek muazzam bir öykü. Son derece sürükleyici,  sağlam ve oldukça tatmin edici   Büyülü bir sevgi ve aşk yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Yorumlar