300 Sparta'lı Kahraman | The 300 Spartans 1962 (Günün Tavsiye Filmi) (Film Eleştirisi)



Eski filmler ne kadar samimi geliyor insana. 2007 de vizyona giren Zack Snyder'in yönettiği 300 Sparta'lı filmini fantastik unsurlarla görsel efekt banyosu olarak izlediğimiz beğenilen bir film olmuştu. Fakat ilk 300 Sparta'lı filmi bu değildi. 1962 yılında vizyona giren The 300 Spartans filmi zamanın şartlarında Yunanistan da çekilen görsel efektsiz zamanın şartlarına göre son derece başarılı bir film olduğunu söylemek mümkün

NOT:  Yazımda SPOİLER YOKTUR!!! Gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz!

300 Spartalı'nın neredeyse milyon askerlik Pers ordusunu geri püskürttüğü  ilham verici hikayesi...  Komplo, 300 Spartalı'nın, diğer Yunanlılardan oluşan küçük bir grupla, çok üstün Pers Ordusuna karşı dar bir geçişte geciktirme mücadelesini gerçekleştirmek için  o dar geçitte savaşması için yola çıkmasını anlatıyor.. Onlara tarihteki yerlerini garanti eden son ve korkunç bir savaştan önce Persleri birkaç gün geciktirirler. Bu filmdeki hemen hemen her şey gibi savaş sahneleri de harika. Ufak bir filme anlamsızlık katmışlar filmin belli kısmına dikkati dağıtacak kadar bir aşk hikayesi koymuşlar. 

Görsel olarak büyüleyici ve gerçekçi atmosferi vardı. Devasa bir filmin ruhuna uygun olarak yapılmış gösterişli setleri, kostümleri, muhteşem kalabalık sekanslarının yanı sıra, tarihi karakterlere dair oldukça büyüleyici ve sürükleyici bir anlamı olduğunu belirtmekte fayda var. Kral Leonidas (Richard Egan) da insani sorumluluklar taşır, aşık olduğu bir karısı vardır, halkına karşı çok dengeli ve değer verici bir bakış açısına sahiptir, güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadır, sadakatsizliğin, ihanetin acısını bilir ama tüm bunlara rağmen, o da halkı için, Sparta için savaşıp ölmeye hazırdır. 

Performanslar kesinlikle muazzam, ancak bazı insanlar kendi bölümlerine iyi bakmamış gibi görünebilir. Richard Egan, Leonidas rolünde harika. Davranışlarında o asalet ve Leonidas'ın sahip olması gereken o inkar edilemez cesaret var. En iyi anları, adamlarıyla konuştuğu son sahnedeki diyaloglarıdır. ''Sparta'nın özgür olabilmesi için görevimizi yerine getirmeliyiz.'' Ralph Richardson, gerçeğin baş döndürücü bir şarap olduğu ve ona göre umutsuz savaşların değil, yalnızca umutsuz korkakların olduğu dikkate değer bir diplomat olan Themistocles olarak çok akıllı ve dengeliydi. Barry Coe, genç yüzüne ve nazik davranışlarına rağmen ısrarcı Phylon olarak iyi bir iş çıkarıyor. Ve Xerxes rolünde David Farrar... Rodrigo Santoro'yu bu rolde gördüğümüz son yılda görüşler daha da farklı olabilir. Muhtemel karşılaştırmaya rağmen, bir şey doğru, Farrar çok yaşlı ve oyunculuğuyla, izleyenlere İran'ın egzotik, canlı, güç ve onur hırslı efendisinden ziyade deneyimli, yorgun ve pek inandırıcı olmayan bir hükümdarı hatırlatıyor. Üstelik, Xerxes ve Artemisa (Anne Wakefield) çifti her şeyi biraz mizahi yapıyor gibiydi.

Filmin en etkileyici diyaloglarından bir tanesi   Elçi: ''Oklarımız güneşi kapatacak!" Leonidas "İyi! O zaman gölgede savaşacağız..."

Filmin ilginç anekdotlarından ise ''Çekimlerine 1960 Kasım'ında Yunanistan'da başlanmasına ve filmin tamamlanmasına ve telif hakkı 1961 tarihli olmasına rağmen, Fox'un filmi vizyona sokmak için acelesi yok gibi davranmış. Ağustos 1962'deki Philadelphia galasından sonra 10 Eylül 1962'de İngiliz Film Sansür Kurulu'na sunulmuş ve "U" sertifikası ile geçmiştir. Londra prömiyeri nihayet 25 Ekim 1962'de Rialto'da oldukça saygın bir beş hafta boyunca koştuğunda geldi. Birleşik Krallık'ta normal fiyatlarla genel sürüm, 11 Kasım 1962'den itibaren gerçekleşti.''

Sonuç olarak; 2007 deki 300 filmini sevenlerin haricinde ve sadece tarih meraklılarının değil, tüm izleyicilerin izlemesi gereken bir film. Film doğru bir şekilde yapılmış, modern zamanlarla da konuşan ve dünya tarihi boyunca evrensel olan insan ideallerinden çok şey anlatan güzel bir tarih dersi oluşturuyor. Cesaret, sadakat, ideallerin korunması ve onurlu bir ölümün büyüleyici bir hikayesi. Frank Miller'ı gençliğinde duygulandıran ve onu bir çizgi roman yazmaya ve sonunda bir film çekmeye sevk eden filmin neden bu olduğuna şaşmamalı. Gerçekten de, özgür vatanseverlerin bir vahasının esaret altındaki savaşçıların çölüyle çatıştığı ve vahanın insan kalplerinde kazandığı bir zamandı. Umarım bizde Mete Han gibi Türk kahramanların destansı hikayelerini filmlerle dünyaya duyururuz.

Yorumlar