Gizli Dünya | Room 2015 (Günün Tavsiye Filmi) (Film Eleştirisi)

 


Bir sapık tarafından kaçırılıp 7 sene tutsak edilen kadın, tecavüzden doğan  5 yaşındaki çocuk ve çocuğun bütün ömrünü bir odada geçirip dış dünyayı hiç görememesi. Klasik bir kaçırma klasik bir film sonu bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Uzun zaman etkisinden çıkamayacağınız harikulade bir film. Gerilim ve drama bu kadar mı güzel harmanlanır. Jack (Jacob Tremblay) bu yaşta böyle muazzam oyunculuk mu oynanır resmen ağabeylerine oyunculuk dersi verdi. O karakterini o saflığını, o masumluğunu, o çaresizliğini o kendi yarattığı hayal dünyasını çok şahane işlemiş. Oyunculuk olarak Ma (Brie Larson) bile gölgesinde kalmış.

Film klasik bir film gibi kaçırılma, kurtarma, sonuca bağlama olarak değil çok farklı bir yol izliyor. Filmi 2 kısım’a ayırabiliriz ilk 1 saat gerilim ondan sonrası drama yoğunlaşıyor. Film Jack’in gözünden işlenmesi ve ilerlemesi çok güzeldi. Bölük pörçük karakter dağılımı yerine tek bir yere odaklanması çok güzeldi. İzlerken rol değil de Jack sanki gerçeği yaşıyor hissiyatı veriyordu. Ağır ilerlemesine rağmen filmin nasıl bittiğini merak ediyorsunuz. Klasik bir sonla bitecek derken film şahane bağlanıp öyle bir sonla bitiyor. İnsanların ise yaşanılan olaylar karşısında karşısındakinin yaşadıklarını empati yapamayarak asla anlayamamasını daha net anlıyoruz.

Aslında 5 yaşındaki çocuğun yaşından daha büyük bir olgunluk gösterdiğini ve çok güçlü olduğunu görebiliyoruz. İşleyişi, etkileyici diyalogları, kalbe dokunacak Hikâyesi, klasik bir gidişattan çıkması ve umulmadık bir sonla finalin bağlanmasıyla unutulmaz bir film olmuş. Umut her zaman vardır. Bir film severseniz bu filmi muhakkak izlemelisiniz.

NOT:  Yazımın bundan sonraki kısmı SPOİLER içerir!!! Filmi izlemeyenler yazının devamından uzak durmalarını öneririm!!!

Filmin Jack’ın gözünden ilerlemesi ve anlatılması çok güzeldi. Jack’e odaklanmış film de aslında çocuğun ne denli güçlü olduğunu görüyoruz. Belki de başkası olsa bu kadar güçlü olamazdı. Tabi ki annesinin yetiştirmesi de bunda etkili. Annesi 7 kendisi 5 yıldır bir odada tutsaklar her şeyi o oda olmuş  o küçücük tutsak olduğu odayı hayal gücü ile büyük bir dünya haline getirmiş Jack. Kendimizi Jack’in yerine koyarsak aslında çok büyük bir iş çıkartmış bu konuda. Tutunacak bir şeyleri olmuş hep ve bu daha henüz 5 yaşında bir çocuk.

 Sadece tepelerinde ufak bir pencere oda gökyüzünü gösteriyor. Fare ile arkadaş olma çabası annesiyle tartışmaları çok gerçekçiydi. Annesinin kaçış için yapmış olduğu planını sonuna kadar dinleyip uygulaması gerçekten bir kahramanlıktı. Özellikle yoldaki dönüş ve tabela sayılarını sayması çok zekiceydi.  Arabadan kaçıp Yaşlı Nick’ten kurtulmaya çalışırken aslında Nick’in yakalayacağını ve odaya geri götürüleceğini düşünürken ki burası filmin zirve noktalarından ve kırılma noktalarından bir tanesi oldu orada klasik bir gidişat yerine kurtulup başka boyutta ilerlemesi güzel olmuş. Aslında filmi 2 bölüm halindeki bir mini dizi olarak görebiliriz. 1. Bölüm gerilim 2. Bölüm ise duygusallık.

 Hayata alışma süreci o yaşamış olduğu oda’nın travmasından kurtulmak hiç kolay değildi. İnsanlarla ilk karşılaştığında annesine sarılıp sürekli onun ardına sığınması ve kimseye güvenmemesi yaşadığı hayatı güzel özetliyordu.

Filmin çok etkileyici Jack’in söylediği sözler vardı. ‘’ Seninle biz gerçeğiz’’ ‘’ "Annem de cennete gitmek için acele etti ama beni unuttu. Şapşal annem. O yüzden uzaylılar onu aşağı attı ve onu kırdılar.’’ ‘’ "Dünyada her şey yerini parlaklığa ve sertliğe bırakıyor. Ve her yerde uçuşan görünmez mikroplar var. Küçükken sadece küçük şeyleri bilirdim. Ama artık beş oldum ya, her şeyi biliyorum.’’ ‘’ Saçımı kesmek istemiyorum çünkü gücümü saçımdan alıyorum’’ Annesinin ise '' Baba dediğiniz evladını seven adamdır''  sözleri çok etkileyiciydi. Röportaj sırasında ‘’çocuğunuzu adama söyleyip iyi bir yere bırakmasını neden istemediniz?’’ sorusuna ‘’aslında bağlandığım tek şey tek umudum çocuğumdu’’ cevabını vermemiş olması ama bunu bir şekilde yüz ifadesinden anladığımız kısımda son derece dramatikti.

 Büyük babasının Jack’e bakmaması ve iğrenmesi çok anlamsızdı, be adam çocuğun ne suçu var? Annesi intihar teşebbüsünden sonra hastanede olmasından dolayı saçını yollaması ‘’benden çok annemin ihtiyacı var gücüme’’ demesi çok etkileyiciydi. İnsanın tüylerini diken diken oluyor.

Merak uyandırıp nasıl bitecek bağlanacak derken özellikle Jack ‘’odayı özlüyorum’’ demesine ‘’oda küçüktü ’’cevabını almasına rağmen ‘’ama benim için çok büyüktü’’ tarzı bir şeyler demesi insanı derinden etkileyen bir sahneydi. Yani hayal gücü ile ufacık yeri sonsuz kocaman bir dünya yapmış Jack. Yaşadıkları Travmayı atlatamayan anne ve oğul gördük. Aslında bu çok normal koskoca 7 ve 5 sene o kadar basit değil.

Filmin sonu çok güzel bağlanmış Jack odaya gidip eşyalarla vedalaşması ‘’good bye Room’’ demesi ve annesinin de veda etmesi çok etkiledi. Oda ile olan bağını kopartamamış olması aslında tutsak olduğu odayı nefret yerine sevgiye dönüştürüp bağlı olması çok can alıcıydı. Fevkalade bir film, fevkalade bir bağlanma ile bitiyor. İzlediğim en iyi filmlerden birisi olduğunu çok net söyleyebilirim.

Yorumlar