Basınç | Pressure 2015 (Film Eleştirisi)

 



Okyanusun dibindesiniz. Telsiz Bozuk, oksijen azalıyor, giderek yükselen ölüm korkusu. Böyle bir durumda Dört kişi köşeye sıkmış olsaydınız ne yapardınız?

Petrol arama ekibinin işi bitmiş gitmek üzereyken, aniden okyanusun dibindeki boru hattı arızalanır. Tamir edilmesi gerekmektedir. Elde kalan ekip göreve gönderilir. İçlerinde daha önce 300 metreden aşağı dalmamış genç bir kaynakçı vardır. Kaynakçı yokluğunda ekip komutanı istemeye istemeye genç kaynakçıyı, yanına alması için zorlanır. Yaklaşan fırtına tehlikesi de vardır. İşlerini çabuk bitirip, dönmek için zamanla yarışan ekip, çok tehlikeli göreve başlamıştır. 

NOT:  Yazımın bundan sonraki kısmı SPOİLER içerir Filmi izlemeyenler yazının devamından uzak durmalarını öneririm!!!

Okyanusun dibine inilmiş ve derhal işe başlanılmıştır. Tam o esnada, aniden bir sarsıntı olur ve gemi parçacıkları okyanusun dibine düşmeye başlar. Ekibin bağlantısı, gemiyle kopmuştur. Çok geçmeden anlaşılmıştır ki;  fırtınadan dolayı gemi batmıştır. Olumsuzluklar üstüne, gerilim dolu hayatta kalma savaşı başlamıştır.

Kendilerine yetecek oksijen olduğunu düşünen ekip, gelecek yardımı beklerken birden  oksijen tüpü hasar alır ve 2 saatlik oksijen kalır. Olanlar yetmiyormuş gibi birde üstüne ekibin komutanı Mitchell (Matthew Goode) ile ekibin yaşlı kurdu Engel (Danny Huston)'in anlaşmazlıkları işleri iyice sarpa sardırır.

Filmde verilen bazı bilgiler, böyle durumlarda hayatta kalmak için, işimize yarayacak cinsten. Bunu izlediğinizde göreceksiniz ve anlayacaksınız. Film gerilimi size iyi veriyor ve ne olacak bitecek diye bekliyorsunuz. Jones ‘un (Joe Cole)  baba olacak olmasını öğrenmesi işi duygusal boyutlara götürüyor. Zaman zaman ağır ilerleyen film karakterlerin derinliklerine iniyor. Hurst (Alan McKenna) ekip için kendini feda etmesi oldukça duygusaldı. Filmde gördüklerimizden bir tanesi diş dolgusunun basınç ile insanı kitlemesiydi. Bundan nasıl kurtulacağımız iyi anlatılmış. Gemiden düşen ölüleri gören ekibin iyice moral motivasyonu düşüyor. Çaresizlik içinde telsizden gelecek sinyal ve kurtarılma arzusu!!! Zaman zaman çaresizliği bize iyi bir şekilde gösteriyor. Jones ‘’neden ben?’’ sorusunu sorduğunda ise bizi oldukça derinden sarsacak cevabı ile Engel’in içimize içimize işleyişi unutulmazdı. Filmdeki Jones Engel diyologları ve ilişkisi  bize Black Sea (2014) filmini hatırlattı. Black Sea filminde de  Jude Law ve  Karl Davies buna benzer hikayeleri vardı. (Black Sea filmi izlemeyenler bu  tarz filmleri seviyorsanız bakmanızı öneririm.)

Tahmin edilebilir ilerleyişi ve sonu olsa da  Gerilim, gizem, çaresizlik ve duygusallığı zaman zaman iyi harmanlayan  bu yapım sizde bazı güzel lezzetler bırakacağını düşünüyorum.


Yorumlar